uzaylizekiye.blogspot.com
Uzaylı Zekiye: ben uzun bi süredir bok yemedim
http://uzaylizekiye.blogspot.com/2011/09/ben-uzun-bi-suredir-bok-yemedim.html
Amaan, ne bileyim ben. Böyleyim işte, böyle yaratılmışım. 17 Eylül 2011 Cumartesi. Ben uzun bi süredir bok yemedim. Meme kanseri için duyarlılık geliştirme kampanyasıymış. Bayılıyorum şu halkla ilişkiler kampanyalarının naifliğine. Ne de tatlısınız! Eki eki, hadi facebook'tan herkes yemediği şeyi yazsın, sonra da meme kanseri için duyarlı olalım. Kuzum sizinki ne kafası allasen? Söyleyin, ben de istiyorum. 21 yy steril eylemcileri, yerim ben sizi. Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom). Bencil insanların aşkları...
6nicizdiklerim.blogspot.com
Alıntıların Blogu: Erdal Öz'den Öykü Üzerine
http://6nicizdiklerim.blogspot.com/2007/11/erdal-zden-yk-zerine.html
Okuduk okuduk, altını çizdik, şimdi de topluyoruz, paylaşıyoruz. Sunday, November 4, 2007. Erdal Öz'den Öykü Üzerine. Can Yayınları'nın 25.yılını kutladığı 2007 senesinde yayımladığı özel basımlara bir yenisi eklendi : Can Öykü Antolojisi. Bu antoloji Türk öykücülüğünün önemli 90 yazarının 90 öyküsüne yer veriyor. Önsöz'ü. Kaleme almış ve Can Yayınları'nın babası olarak nitelendirilen. Ün öykü üzerine yaptığı bir konuşmadan şu alıntıyı bizlere aktarmış :. Subscribe to: Post Comments (Atom).
6nicizdiklerim.blogspot.com
Alıntıların Blogu: "Tehlikeli Oyunlar" oynadım, bunlar kaldı aklımda.
http://6nicizdiklerim.blogspot.com/2007/11/tehlikeli-oyunlar-oynadm-bunlar-kald.html
Okuduk okuduk, altını çizdik, şimdi de topluyoruz, paylaşıyoruz. Tuesday, November 6, 2007. Tehlikeli Oyunlar" oynadım, bunlar kaldı aklımda. Dan sonra yazdığı ikinci romanı olan "Tehlikeli Oyunlar". Dan alıntılar. Böylesi büyük bir yapıt için buradaki alıntılar bir seçki olarak kabul edilebilir sadece. Bunlar gibi onlarca parça kitabın sayfalarının arasına yayılmış durumda kendini sizlere sunuyor ve sizleri bekliyor. Çok güzel sözler hazırlamıştım güzelliğinizin karşısında unuttum, hava kararıyor, yalnı...
6nicizdiklerim.blogspot.com
Alıntıların Blogu: İçimizdeki Dostoyevski
http://6nicizdiklerim.blogspot.com/2007/11/iimizdeki-dostoyevski.html
Okuduk okuduk, altını çizdik, şimdi de topluyoruz, paylaşıyoruz. Sunday, November 11, 2007. Ben, tam olarak özgür olmak istiyorum, hatta toplum uğruna parmağımı kımıldatmasam bile. Oradan oraya koşuşup, sözüm ona insanlığa karşı duyulan sevgiden ötürü herkesin boynuna sarılmak, heyecandan gözyaşları dökerek ateşler içinde yanıp kül olmak sadece bir moda! Söyleyin bana, neden kesinlikle soylu bir insan olarak davranmak zorunda olayım? 20yy da etkileri en çok görülenlerden biri olarak Dostoyevski'nin, sevd...
uzaylizekiye.blogspot.com
Uzaylı Zekiye: Ağustos 2010
http://uzaylizekiye.blogspot.com/2010_08_01_archive.html
Amaan, ne bileyim ben. Böyleyim işte, böyle yaratılmışım. 27 Ağustos 2010 Cuma. Uyku tutmadı ben de kalktım yataktan. Önce ocağın üstündeki makarnayı tırtıkladım. Sonra da bi sigara yaktım. Baktım olacak gibi değil, bi salkım üzümle birlikte bilgisayarı açtım. Ay sonra aklıma geldi, benim bi blogum vardı diye. E o zaman Zekiye, gün bugündür dedim. Peki ya orada kimse beni sevmezse ve hiç arkadaşım olmazsa? İşte bundan çok korkuyorum. Yazık lan bana. Bu yayına verilen bağlantılar. 5 Ağustos 2010 Perşembe.
uzaylizekiye.blogspot.com
Uzaylı Zekiye: Eylül 2011
http://uzaylizekiye.blogspot.com/2011_09_01_archive.html
Amaan, ne bileyim ben. Böyleyim işte, böyle yaratılmışım. 17 Eylül 2011 Cumartesi. Ben uzun bi süredir bok yemedim. Meme kanseri için duyarlılık geliştirme kampanyasıymış. Bayılıyorum şu halkla ilişkiler kampanyalarının naifliğine. Ne de tatlısınız! Eki eki, hadi facebook'tan herkes yemediği şeyi yazsın, sonra da meme kanseri için duyarlı olalım. Kuzum sizinki ne kafası allasen? Söyleyin, ben de istiyorum. 21 yy steril eylemcileri, yerim ben sizi. Bu yayına verilen bağlantılar. Bencil insanların aşkları ...
6nicizdiklerim.blogspot.com
Alıntıların Blogu: November 2007
http://6nicizdiklerim.blogspot.com/2007_11_01_archive.html
Okuduk okuduk, altını çizdik, şimdi de topluyoruz, paylaşıyoruz. Sunday, November 18, 2007. Korkuyla "Korkuyu Beklerken" alınan notlar. Her ne kadar sadece alıntılar sayfası olarak başlamış olsak da, sanırım alıntı yaptığımız kitaplar üzerine bir iki cümle de olsa söylemeden duramıyoruz ve alıntılarımız gittikçe tanıtım-incelemeye doğru kayıyor. Isimli hikayelerini barındırmakta. (Cisimler, kavramlar üzerine nesne-özne ilişkisi yüklemek niye? Hikayelerin ana karakterleri, yine. Onlar" a karşı, yine.
6nicizdiklerim.blogspot.com
Alıntıların Blogu: Lawrence'ın Ezoterik Gerçekliği Üzerine Ufak Bir İnceleme
http://6nicizdiklerim.blogspot.com/2007/11/lawrencen-ezoterik-gereklii-zerine-ufak.html
Okuduk okuduk, altını çizdik, şimdi de topluyoruz, paylaşıyoruz. Saturday, November 17, 2007. Lawrence'ın Ezoterik Gerçekliği Üzerine Ufak Bir İnceleme. Dostoyevski alıntısından sonra D.H.Lawrence üzerine birşeyler karalayacağımı belirtmiştim. Kendi döneminde adı çok geçen ebedi edebilerden biri Lawrence. 1915 yılında kaleme aldığı "Gökkuşağı" uzunca bir süre yasaklı olsa da günümüzde -cinsel arzuları, toplumun orta-sınıfına dahil insanlar üzerinden, onlara dışarıdan bakan bilge bir gözün...Http:/ birkiu...
uzaylizekiye.blogspot.com
Uzaylı Zekiye: Haziran 2011
http://uzaylizekiye.blogspot.com/2011_06_01_archive.html
Amaan, ne bileyim ben. Böyleyim işte, böyle yaratılmışım. 29 Haziran 2011 Çarşamba. O oo yine ben. Ya kim olacaktı diyenler olabilir t. Abii Uzun bi ara oldu, onu kastetmiştim aslında. Neyse çok komik olmadı. İstanbul'dan ayrılalı neredeyse bir hafta oluyor. Yarın da Montpellier'den ayrılıyorum. Hayatım uzunca bi süredir bi yerlere, insanlara bağlanıp ayrılmaktan ibaret. Tiksindim artık. Her seferinde de kendimi bok gibi hissediyorum. Skata diye okunur Yunanca'da. Az önce bi blog. Okudum yine Berlin'e gi...
uzaylizekiye.blogspot.com
Uzaylı Zekiye: Temmuz 2010
http://uzaylizekiye.blogspot.com/2010_07_01_archive.html
Amaan, ne bileyim ben. Böyleyim işte, böyle yaratılmışım. 7 Temmuz 2010 Çarşamba. Ay başım nası ağrıyor anlatamam. Bu ay da her zamanki gibi muayyen günlerimin acısını sevgiliden ve gözüme kestirdiğim esnaftan, dolmuş / otobüs şoföründen ama en çok da kendimden çıkarıyordum ki bir de ne olsun? İstiklal'de yürüyordum, bir grup insan, ellerinde "Türk Solu" yazan pankartlar, ağızlarında "Şehidine sahip çık" sözleriyle etrafı inletiyordu. Birden gözüme bi pankart ilişti. İdam cezası geri gelsin, Apo asılsın".