subtropikprenses.blogspot.com
SUBTROPIK PRENSES: Ocak 2012
http://subtropikprenses.blogspot.com/2012_01_01_archive.html
Kendince yuvarlanan hayatını, kendince yuvarlanan cümleleriyle ve iftiharla sunar. 8 Ocak 2012 Pazar. Yok illa ki şehrin ve yoğunluğun karmaşasında zamansızlığın içinde zaman yaratıp birşeyler yapmam gerekiyor. hal böyleyken ve gerçekten uzun zaman olmuşken, bir havalimanı ruh halinde birşeyler karalamış olmanın zamansızlığıyla mutluyum. Derdim zaten karmakarışık. çözebilene aşk olsun. Derdim bu aralar yorgunluk, kronikliği içinde saklı, yansıması bende. Görüyorum ama çizemiyorum abidin! Kendince yuvarla...
subtropikprenses.blogspot.com
SUBTROPIK PRENSES: Kasım 2010
http://subtropikprenses.blogspot.com/2010_11_01_archive.html
Kendince yuvarlanan hayatını, kendince yuvarlanan cümleleriyle ve iftiharla sunar. 7 Kasım 2010 Pazar. Dünya dönüyor sen ne dersen de. Ben diyeyim yoğunluk ya da kuru kalabalıklık, siz deyin metropolik zaman kayıpları, adı her neyse, öyle bir kendine çekiyor ki insanı, yalnız kalabildiğin; deşifre olup çözülebildiğin alanları işte böyle ihmal ediyorsun. gerçekten bu şehir insanı kafein gibi içine içine çektikçe ve ben yaka paça da olsa çıkmaya çalışmadıkça daha çooook hayıflanırım. 0 tropikal esinti var.
subtropikprenses.blogspot.com
SUBTROPIK PRENSES: yeldeğirmenlerim dönüyor, dönüyor...
http://subtropikprenses.blogspot.com/2013/07/yeldegirmenlerim-donuyor-donuyor.html
Kendince yuvarlanan hayatını, kendince yuvarlanan cümleleriyle ve iftiharla sunar. 8 Temmuz 2013 Pazartesi. Yeldeğirmenlerim dönüyor, dönüyor. Rüzgar bir taraftan ese dursun. Değil mi ki onca yaşanmışlık elbet günün sonunda yanına, yastığına, cebine, ruhuna kar, o vakit, varsın ruzgar ese dursun. yel değirmenlerim dönmeyeli, altında birilerini serinletmeyeli olmuştur uzun, varsın şimdi dönedursun. Ondan diyorum, rüzgar bir taraftan ese dursun. Rüzgar hep eser, onun varoluş nedeni budur. 171; Önceki Kayıt.
subtropikprenses.blogspot.com
SUBTROPIK PRENSES: Ekim 2012
http://subtropikprenses.blogspot.com/2012_10_01_archive.html
Kendince yuvarlanan hayatını, kendince yuvarlanan cümleleriyle ve iftiharla sunar. 20 Ekim 2012 Cumartesi. Bize,size ve tüm eskilere hoşgelişler ola :). Gene bir süredir post'suz kalmak ise kendime verdiğim sözleri milyon kere yiyip yutup bozuşumdandır. her hakkı saklıdır sözlerimin. elimin tuşalara varmayışı da bahanelerin vurucu üstünlüğüne yenik düşme ezikliğindendir. sözler ezik olunca kelimelere ayıp oluyor diyedir. çok fena muhakeme yaparım, en çok da kendime acımam :). Su gibi aziz olun hepiniz.
subtropikprenses.blogspot.com
SUBTROPIK PRENSES: Kasım 2011
http://subtropikprenses.blogspot.com/2011_11_01_archive.html
Kendince yuvarlanan hayatını, kendince yuvarlanan cümleleriyle ve iftiharla sunar. 30 Kasım 2011 Çarşamba. Geç kalmış post #episode1. Aradan geçen aylardan anlar yapıp, bir aksam da bu ekranın "eti de kemiği de senindir prenses" tepe tepe yazmalıyım dedim.ben demeden leblebiden dokuluyor işte birikmişlikler. Kaldı ki ne kadar cok yapacaklarım varsa o kadar çok da yazacaklarım var aslında. bildiğim dağ oldu haberim yok, dağlarım bana küstü bozasım çok! Sözün özü olsun, arasözüm olsun: merhaba!
subtropikprenses.blogspot.com
SUBTROPIK PRENSES: bu da yesil caylı güzel izmir hikayesi..
http://subtropikprenses.blogspot.com/2014/05/bu-da-yesil-cayl-guzel-izmir-hikayesi.html
Kendince yuvarlanan hayatını, kendince yuvarlanan cümleleriyle ve iftiharla sunar. 12 Mayıs 2014 Pazartesi. Bu da yesil caylı güzel izmir hikayesi. Az evvel batan güneşin arkasından bakıp, halime binlerce şükrün yanına, epeydir dinlenmeye aldığım gönlümü de koydum ve sarıldım tuşlara. Bazıları bitmiş, bazıları yarım kalmış, bazıları hala yazılan kocaman bir hikaye rulosu gibi.Çektikçe birilerine denk geliyor, geldikçe de uzun uzun düşünüyorsun. Görünenle gerçeklik, yazılanla yaşanan bir olmuyor. sonr...
subtropikprenses.blogspot.com
SUBTROPIK PRENSES: Ekim 2010
http://subtropikprenses.blogspot.com/2010_10_01_archive.html
Kendince yuvarlanan hayatını, kendince yuvarlanan cümleleriyle ve iftiharla sunar. 21 Ekim 2010 Perşembe. Yazmaya yazmaya üzerine çekiyorsun yazmamayı , sonra büyütüyorsun düşünceleri, hababam rüyalar görüyorsun, olmuyor dedim. Silkin ve kendine gel dedim! Arayı açmak kolay ama tekrar ucundan tutup birleştirmek cesaret ister! Limonları sıkmaya ara verdim, ve geldim. Zaten bunca zaman neden bi üşenmişlik kapladı bilmiyorum, oryantasyondayım, ondan herhalde. Mevsim geçişine, mevsim geçişlerime oryantasyonda.
subtropikprenses.blogspot.com
SUBTROPIK PRENSES: Mayıs 2011
http://subtropikprenses.blogspot.com/2011_05_01_archive.html
Kendince yuvarlanan hayatını, kendince yuvarlanan cümleleriyle ve iftiharla sunar. 3 Mayıs 2011 Salı. Yeşil erik çıktı mı izmirim gelir benim. bir canım erik çeker, bir canım izmir. bir yanım bahar der, mutluluk der, bir yanım özleminden kütürder erik gibi. Yeşil mutluluktur erik izmir :) o halde yeşil eriktir, izmirse can. Es'ti geç'ti SUBTROPİK PRENSES. 0 tropikal esinti var. 171; Önceki Kayıtlar. The conquest of the polyconsoler. Blogspet / ada's corner. Adopt your own virtual pet!
subtropikprenses.blogspot.com
SUBTROPIK PRENSES: Sehr-i nefesim..
http://subtropikprenses.blogspot.com/2012/11/sehr-i-nefesim.html
Kendince yuvarlanan hayatını, kendince yuvarlanan cümleleriyle ve iftiharla sunar. 24 Kasım 2012 Cumartesi. Hayat bir mucadele."Pesinen kabulum, hatta hukumsuzumdur. Ama bu ruhumun anarsisini bastirmami gerektirmez dusuncesindeyim. Icimde hep tasacak birseyler varmis gibiyim ama bir turlu bilesik kabin yerini saglama alamiyorum. Birinden tasarken digerini doldursam da arada bosluga dokulenlerde aklim. Hal boyleyken yorgun gonlum. Bu da kabulum. Bu kipkisa bir yol yazisidir. Es'ti geç'ti SUBTROPİK PRENSES.
subtropikprenses.blogspot.com
SUBTROPIK PRENSES: Gel gunahin boynuma gel...
http://subtropikprenses.blogspot.com/2012/02/gel-gunahin-bonuma-gel.html
Kendince yuvarlanan hayatını, kendince yuvarlanan cümleleriyle ve iftiharla sunar. 1 Şubat 2012 Çarşamba. Gel gunahin boynuma gel. Isin en zor tarafi icindeki bitmek bilmez isyani bastirmaya calismak. Zaten basarili olabilseydim su an bu isyan baloncuklari icimi germek yerine anca anca yuksek bir ses cikartmis ama gunun sonunda patlamis dagilmis olurdu. Balondu sondu derdim, rahata ererdim! Zamanin kendi boyutunda biraz daha yeri var midir acaba? Ya da madalyalar giriste sagda mi kaliyor? Yazmak güzel şe...