kosenindelisi.blogspot.com
Köşe: 08/05/12
http://kosenindelisi.blogspot.com/2012_08_05_archive.html
Uzun zaman sonra yine açtım bu sayfayı. Can Hoca'nın gözümün içine bakan güzel yüzünü görmenin dışında bir şey yapmak, yine yazmak için. İyiyim. Gerçekten. Biraz canım yanıyor; epeyce de yaralıyım. Ama kim değil k? Birtakım şeyler konusunda eski heyecanım yok belki; ama iyiyim işte. Oğlum iyi, hayat güzel, tekrar gülmek, bir şeylerden keyif almak güzel. :). Deli işte. en uzak köşedeki masada, yüzü duvara dönük bir deli. If a story is in you, it has got to come out. Whatever I see, I swallow immediately.
kosenindelisi.blogspot.com
Köşe: 06/27/15
http://kosenindelisi.blogspot.com/2015_06_27_archive.html
Uzaklar, Hayaller, Hikayeler. Daniel Lieske, 2006. Ve hali hazırda devam edene ek olarak aklıma giren yeni bir kitap. uzaklarla ilgili :). Bu da meraklılarına, yukarıdaki resmi yapan sanatçının ağzından, resmin yola çıkış noktaları:. My journey begins on an old and dusty attic. A little boy unveiled a passage to another world and prepared his backpack. The moment is there - the moment of gathering courage and doing the first step. Daniel Lieske, 7th of May 2006. Whatever I see, I swallow immediately.
kosenindelisi.blogspot.com
Köşe: 08/01/15
http://kosenindelisi.blogspot.com/2015_08_01_archive.html
Biz büyüklerin, çocuklara büyüyünce ne olacaklarını sorup durmaktansa, bazen saçma bir şekilde övünç meselesi haline bile getirebildiğimiz koşturmacamızdan, kasvetimizden, yoğunluğumuzdan ve sınırlamalarımızdan sıyrılıp çocukluğumuzdaki özgür ve hemencecik mutlu olabilen halimize nasıl "yaklaşabileceğimizi" düşünmemiz lazım. Evet, yine o kelime: "lazım". Maalesef öyle bir kasılmışız ki büyüyünce, nasıl rahatlayıp özgürleşeceğimizi, mutlu olacağımızı bile düşünüp hesaplamamız gerekiyor. Çok fe...Biz ise n...
kosenindelisi.blogspot.com
Köşe: 01/04/15
http://kosenindelisi.blogspot.com/2015_01_04_archive.html
Çok konuşuyorum. Evet. Sadece yüksek sesle değil, yazarken ve düşünürken de çok konuşuyorum. Azaltınca iyi geliyor halbuki sözcükleri. Geçmişe göre daha kısa tutabilsem de ifadelerimi, çok uzunlar hala. Üç kelimeyle söyleyebileceğim şeyi on kelimeyle söylemek neden? Beş cümleye sığacak derdimi onlarca cümleye yaymak? Hem kendimi, hem karşımdakini yormak bu kadar? Geri çekil biraz ki herkes kendi hızında yaşayıp nefes alabilsin. Kendi yarattığın çokluğun içinde yok olup gitmemek için, azal. It is pink, wi...
kosenindelisi.blogspot.com
Köşe: Uzaklar, Hayaller, Hikayeler
http://kosenindelisi.blogspot.com/2015/06/uzaklar-hayaller-hikayeler.html
Uzaklar, Hayaller, Hikayeler. Daniel Lieske, 2006. Ve hali hazırda devam edene ek olarak aklıma giren yeni bir kitap. uzaklarla ilgili :). Bu da meraklılarına, yukarıdaki resmi yapan sanatçının ağzından, resmin yola çıkış noktaları:. My journey begins on an old and dusty attic. A little boy unveiled a passage to another world and prepared his backpack. The moment is there - the moment of gathering courage and doing the first step. Daniel Lieske, 7th of May 2006. Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom). Yunus ve M...
kosenindelisi.blogspot.com
Köşe: 08/07/14
http://kosenindelisi.blogspot.com/2014_08_07_archive.html
Çok uzun zaman oldu buraya uğramayalı ve bir baktım, başlangıç amacı düşünceler/duygular beni tırtıkladığında yazıp rahatlamak olan sessiz sakin, kendi halinde köşem yarı-karanlık bir kuyuya dönüşmüş. Kapatıyorum o kuyunun ağzını koca bir taşla şimdi. Ve bundan sonra kendimi didiklemek istediğimde kuyu açıp dibine inmektense, köşeme çekilip yazıyorum. :). Deli işte. en uzak köşedeki masada, yüzü duvara dönük bir deli. If a story is in you, it has got to come out. Whatever I see, I swallow immediately.
kosenindelisi.blogspot.com
Köşe: "Ben küçülünce.."
http://kosenindelisi.blogspot.com/2015/08/ben-kuculunce.html
Biz büyüklerin, çocuklara büyüyünce ne olacaklarını sorup durmaktansa, bazen saçma bir şekilde övünç meselesi haline bile getirebildiğimiz koşturmacamızdan, kasvetimizden, yoğunluğumuzdan ve sınırlamalarımızdan sıyrılıp çocukluğumuzdaki özgür ve hemencecik mutlu olabilen halimize nasıl "yaklaşabileceğimizi" düşünmemiz lazım. Evet, yine o kelime: "lazım". Maalesef öyle bir kasılmışız ki büyüyünce, nasıl rahatlayıp özgürleşeceğimizi, mutlu olacağımızı bile düşünüp hesaplamamız gerekiyor. Çok fe...Biz ise n...
kosenindelisi.blogspot.com
Köşe: 10/04/12
http://kosenindelisi.blogspot.com/2012_10_04_archive.html
Bazen kitap okurken mutlak bir sessizlik arar insan. Kütüphanede bir koltuk, parkta gölge bir ağaç altı, sessiz bir sokakta boş bir bank, bir binanın pek kimsenin uğramadığı bir köşesinde zıplayıp üstüne oturulabilecek yüksek bir duvar, evde başucu lambasıyla aydınlanan rahat bir yatak. O da, yudumlarınızı usul usul - hikayenin akışını bozmayacak kadar usul - almanız şartıyla. Deli işte. en uzak köşedeki masada, yüzü duvara dönük bir deli. If a story is in you, it has got to come out. I am not cruel, onl...
kosenindelisi.blogspot.com
Köşe: 10/13/12
http://kosenindelisi.blogspot.com/2012_10_13_archive.html
Davulun sesi uzaktan hoş gelir dercesine, denize uzaktan bakmak en iyisidir diyenlerdensen, kaçıracağın çok şey vardır. Sakin bir göl kenarında sessiz, huzurlu bir ruh hali de bir seçenektir elbette. Ama dalga sesinin insanda yarattığı hem coşturucu hem sakinleştirici etkiden çok farklıdır bu seçenek. Hepsinden alacağın şeyler vardır elbette, ama her şeyde olduğu gibi, çetin olandan bir şeyler almak biraz daha fazla cesaret ister ve ödülü de elbette daha büyük olur. Whatever I see, I swallow immediately.
kosenindelisi.blogspot.com
Köşe: 08/24/12
http://kosenindelisi.blogspot.com/2012_08_24_archive.html
Bazı şeyler gerçekten rüyaymış gibi gelir insana. Sabahın ilk ışıklarından bile önce gözlerinizi aralayıp nerede olduğunuzu, neler olup bittiğini anlamaya çalıştığınızda, hatırladıklarınız hem çok net hem de fludur bazen. Konuşmalar, görüntüler, kalan izler, hisler. Budur cidden belki de yapılması gereken. Rüyayı nasıl geldiği haliyle kabul etmişsek, sabahını, uyanışını da aynı açıklıkla kabul etmek ve yeni başlayan güne devam etmek. Deli işte. en uzak köşedeki masada, yüzü duvara dönük bir deli. Each mo...
SOCIAL ENGAGEMENT